Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Mümtaz SOYSAL 'ın AÇı adlı köşesindeki bir yazısı..okumaya değer...

Ne Kadar kritik bir coğrafyada oturduğumuzu fark etmeyen galiba bir tek biz varız ki, böyle bir ülkenin haberleşme ağını yabancı sermayeye bırakmakta beis görmemişiz. Türk Telekom'un yüzde 55 hissesini OgerTelekom'a satmanın başka anlamı yoktur.
Hem de 6.5 milyar dolara, beş yıl taksitle ve ilk taksit olarak sadece bir milyar 310 milyon dolara. Düşünün ki Türk Telekom'un satıştan önceki bir yıllık kârı bile tam 3 milyar 268 milyon dolardı!
Şimdi bu şirketin başında yönetim kurulu başkanı olarak bir yabancı var: Paul Doany. İhaleyi kazanan Suudi Oger'in Başkan Yardımcısı Lübnanlı Mohammed Hariri. Öbür üyelerden birkaçı da şunlar: Telecom Italia Başkan Yardımcısı Giampaolo Zambaletti ile İngiliz Telecom (Telconsult) Genel Müdürü Colin Brooks.
Kısacası, Emin Çölaşan'ın geçen gün yazdığı gibi, "Şimdi dinleme işi ve yetkisi de yabancıların elindeki Telekom 'da! İster belli yerlerden direktif gelsin ister gelmesin, her sabit telefonu yabancılar dinleyebilir. Devletin en kritik telefonlan dahil!" Çünkü, konunun hukuksal yanı ne olursa olsun, dinleme işi, teknik olarak telefon santrallarında yapılacak birkaç basit işleme bağlıdır.
Dört yanında çeşitli hesaplar dönen bir Türkiye bu gaflete nasıl düştü? "Ekonomi ancak PTT'nin T'si satılarak kurtulur" diyenlerin baskısı mı?
Mahkemelerde sürünen işlemlerin sonuçta "hukuka uygun "laştırıldığına kanaat getiren kimi yüksek yargı üyelerinin bu baskı karşısındaki bezginliği mi? Unutmayın ki, en son aşamada Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu Haber-lş Sendikası'nın açtığı davada yürütmeyi durdurma istemini sadece bir oy farkla reddetmiştir: 14'e karşı 15 oyla!
Yoksa, siyasal alanda bir şeyler mi döndü? Geçen yıl 29 Ağustos günlü Türk basını Suudi Oger'in Başkan Yardımcısı Mohammed Hariri'nin şu sözlerine yer vermişti: "Yatırım karan alırken bizim için asıl olarak politik ve ekonomik istikrar önemlidir: Ancak AKP'nin İslam'ı referansı güçlü bir parti olması yatırım kararımızı vermemize yardımcı olmuştur."
Emre Kongar, o sıralar, Mohammed Hariri'nin bir süre önce kimliği bilinmeyen kişilerce öldürülen eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin kardeşi olduğunu belirttikten sonra şöyle yazmıştı: "Böyle bir şirketin Türkiye'ye gelmesinin ve iletişim alanını kontrol etmesinin sadece ekonomi değil, siyaset ve istihbarat alanlanndaki müthiş sonuçlarını siz tahmin edebilirsiniz."
Artık, "Yeni Ortadoğu"nun zamanı geldiğine ve bu zamanlamaya Türkiye de sokulmak istendiğine göre, ulusal güvenlik açısından Türk Telekom'u yabancıya satmanın mantığını yeniden sorgulama zamanı da gelmiş demektir.
Telekom'u kamulaştırıp geri almanın yolları üzerinde biran önce düşünmeye başlansa fena olmaz. Yanlışın neresinden dönülse kârdır.
</font>

Kaynak:Cumhuriyet (28.07.06)