Size şaşırtıcı gelebilir ama, telefon evimizdeki en basit cihazdır. O kadar basittir ki, ana yapısı yüzyıldır değişmemiştir. Eğer 1920'li yıllardan kalma bir antika telefon bulabilirseniz, fişini duvardaki deliğe takın, gayet iyi çalışır.
Telefon sistemi o kadar basittir ki, evimizin bir ucuna bir aparat, diğer ucuna bir başka aparat koyup, bunları birbirlerine araya 9 voltluk bir pil ve bir rezistör koyarak bağlarsanız, kendi interkom sisteminizi yaratmış olursunuz. Bu telefonlarla kendi aralarında rahatça görüşme yapılabilir.
Telefonlarımızı duvardaki duylara ve oradan da santrallere bağlayan, genellikle biri kırmızı, diğeri yeşil iki kablo vardır. Yeşil kablo konuşma için ortak hat olup, kırmızı kablo vasıtası ile santralden telefonumuza 6 ile 12 volt arası, 30 miliamper seviyesinde bir akım gelir.
Eğer basit bir granüllü ahizeye sahipseniz, sesinizin dalgalan, bu granülleri az veya çok sıkıştırarak, santralden kırmızı kablo ile verilen, yaklaşık bu 9 voltluk akımın karşı tarafa değişik kuvvetlerle gitmesini sağlar. Karşı tarafta kulaklıkta da, bu defa tam tersi olur ve bu değişik akımlar titreşim yolu ile sese çevrilir. Telefon konuşmasını ileten bu çok zayıf akımı çok uzaklara taşıyabilmek için bir frekans limitlemesi yapılmıştır. Yani frekans olarak 400 saykılın altında ve 3400 saykılın üstündeki sesleri sistem kabul etmez, yok farz eder. Bu nedenledir ki, bazılarının sesleri telefonda daha farklı gelir.
Telefonun çalışabilmesi için gerekli 6-12 volt akımın telefon santralından gelen bakır telle sağlandığını belirtmiştik. Bu nedenle evinizde ceryan kesilse bile, telefona gerekli akım santralden sağlandığı için, çalışmaya devam edecektir. Peki telefon santralının cereyanı kesilirse ne olur? Bu duruma karşı santrallerde çok büyük bir batarya sistemi bulunmaktadır. Ayrıca bir de yedek elektrik jeneratörü vardır ki, cereyanın kesilme durumunda bütün telefon şebekelerini beslerler ve telefonların çalışmalarını sağlarlar.
Devlet işinden hayır gelmez diye halk arasında yaygın bir kanı vardır.Telekominikasyon alanında pek öyle değildir.Haberleşmenin önemine binaen tesislerine Tedaş'ın sağlıklı enerjisinin olduğu yerlerde Alçak Gerilimden A.G. min sağlıklı olmadığı yerlerde O.G. den trafo tesis ederek enerji almıştır Türk Telekom.Tesislerinde TEDAŞ'ın enerjisinin kesilebileceği düşünülerek yedekli Jeneratör(bir kaç saniyede devreye otomatik girebilen) bunun haricinde sistemler akü grupları ile desteklenmiştir.Bu kadar emniyetin ardından haberleşmenin susması pek olası değildir.İnşallah yeni sahibi devam ettirir.
Arkadaşlar tabiki haberleşmeyi aksatmamalısınız. Bir kaç yıl önce bilirkişilik yapıyordum. Su şebekesi yapan belediye ekibi yol yüzeyine yakın giden çimento boru tabir edilen boru içerisindeki 10 luk fiber optik kabloyu koparmış. Telekom bir işletme gideri çıkarmışki aklınız durur. Gariban belediye işçisinin yükünü hafifletmek için SİSTEMİN ALTERNATİF YOLA AKTARILMASI diye bir süre vardı. Yani şehirler arası kopan fiber kablonun alternatif yoldan haberleşmeyi devam ettirebilmesi. Örneğin Afyon - Ankara arasındaki bir arızada alternatif yol AFYON-ESKİŞEHİR-ANKARA olabilir. Önemli olan bu aktarmayı çok hızlı yapmak. Telekom bu işi saniyeler mertebesinde bir sürede yapabilir. Fakat vatandaşa fatura çıkarken süre çok uzun oluyor.