HAYAT DESTANI
Bu destan 1949 yılında ***8220;Büğelek***8221; gazetesinde yazılmıştır. Bugün ile mukayese edilmesi maksadıyla buraya yazıyorum

Kırsal kesimde yaşayan çiftçilerin, orta direğin ve memurların bugünkü durumları destana uymuyor mu?



Sormayın a dostlar halimiz harap,
Buhran başımıza örüyor çorap;
Yaşamak bir öyle müşkil süal ki,
Buna Karun dahi veremez cevap.

Yediyüze aldık bir kilo yağı,
Vurguncular tutmuş hep solu sağı,
İhtikarla savaş denilen o şey
Temsilde hata yok, örümcek ağı.

Bir kilo pırasa otuz kuruşa,
Bakkalla sebzeci çıkmış yarışa,
Martinsiz, mavzersiz soygun yapıyor,
Gizzik-Duran(1) şaşar böyle soyuşa!..

Fasulya sayılır oldu nimetten,
Çektik dişimizi çoktandır etten,
Hayat ucuzluyor derlerse inan,
Çünkü insanlardır düşen kıymetten!

Pantolon, kundura, binbir yamalı,
Satmadık ne kilim kaldı, ne halı,
Odunsuz kömürsüz geçirdik kışı,
Titreriz sanki bir mücrim misali.

Gelmez sofranın serim zamanı,
Çocuklar dinlemez-yok***8217;tan fermanı,
Kilerde fareler cirit atıyor,
İnanın sözümün yoktur yalanı.

Ev sahibi der ki: Hani ev kiram?
Bakkal, kasap durmaz gönderir selam,
Bayan manto diye tutturur durur,
O bile anlamaz bir türlü meram!

Milli piyangodan aldıkça hava,
Ümitler, hülyalar olur berhava,
Zatülcep(2) o kadar müzminleşir ki,
Lokman hekim bile bulamaz deva
DERTLİ
1- Ünlü bir eşkıya
2-***8220;Cep hastalığı***8221; yani parasızlık